Felç, çeşitli nedenlere bağlı olarak beyin, omurilik veya çevresel sinirlerin motor ve duyu fonksiyonlarını kısmi veya tam olarak kaybetmesidir. İmplant cerrahisi ve 20 yaş diş çekimi sonrası dilde veya dudakta oluşan uyuşukluklarda, LLLT ile doğrudan sinir hücresi uyarılarak sağlam potansiyel nöronların kısa sürede aktivite edilmesi, zarar gören nöronların fizyolojisinin mümkün olduğunca ve kısa sürede normalleştirilmesi sağlanabilmektedir.Travmatik sinir zedelenmelerinde ise minimal fibrozis ve gliozis ile akson rejenerasyonu hızlandırılarak sinir bütünlüğü sağlanabilmektedir. Bu anlamda bakıldığında özellikle akut dönemin hemen sonunda tedaviye başlandığında sinir fonksiyonunda yüzde yüze varan kazanımlar elde edilebilmektedir. Diğer yöntemlerle 6 ay-1 yıl gibi uzun bir sürede ulaşılabilecek noktaya, lazerle 10-20 gün gibi kısa bir sürede ulaşılabilmektedir. Tedaviye geç başlanırsa, travma sonrası fibrozis ve gliozis gelişiminin durumuna göre cevap hızı yavaşlar.
Lazer, güçlü bir analjezik, antienflamatuar ve spazmolitik etkiye de sahiptir. Lazerin yara iyileşmesi üzerine etkisini, makrofaj aktivasyonu sonucu remodeling proçesiyle izah etmekteyiz. Lazer tedavisinin diğer üstün özelliği, nörolojik defisitlerin tamamen düzelmesidir. Bu da yurt dışında birçok merkezde yapılan araştırmalar sonucu saptanan, lazerin akson rejenerasyonunu hızlandırıcı ve sinir iletimini arttırıcı etkisiyle açıklanabilinir.
Antienflamatuar, analjezik, spazmolitik ve rejeneratif procesi artırıcı etkileri, klasik yöntemlere göre daha üstün olan lazer, ayrıca yan etkisinin olmaması, hastaya kısa sürede uygulama kolaylığı gibi avantajlara da sahiptir. Ayrıca diğer bütün konservatif tedavi yöntemleri sadece gecici bir rahatlık sağlarken lazer, radikal olarak tedavi edebilmektedir.